Değerli okuyucular bu yazımda alışılagelmiş patent ve buluş ilişkisi kalıbının dışına çıkarak, konunun meraklıları için kısaca patentin tarihçesi ve yine kısaca patentin olmazsa olmazı olan istemlerin tarihçesini anlatmaya çalışacağım.
Patent kelime olarak Latince'deki “açık mühürle kapatılmamış” anlamına gelmektedir. İngiltere'de ilk olarak “açık mühürle kapatılmamış mektup” ya da “berat” anlamlarına gelen letters patent sözcükleri tercih edilmiştir. Patentle diğer bir anlamıyla açık mektupla imtiyazlı inhisar hakları ve bazı önemli makamlar bahşedilirdi. O dönemde bir kimse hakimlik gibi önemli bir mevkiye tayin edildiğinde, bir buluş yaptığında ya da bir madeni işletme hakkı aldığında o kişiye bir letters patent verilirdi. Altında mühür olan bu belge o kişinin hakimliğine, buluş üzerindeki haklarına ya da söz konusu madeni işletme hakkına sahip olduğunu kanıtlardı.
Bir buluş yapmak suretiyle ayrıcalık hakkı kazanmak ilk olarak 13'üncü yüzyılda Alman madencilere verilmiştir. Akabinde 14'üncü yüzyılda İngiltere'de kumaş dokuma sanatı ile uğraşan kişilere de bu hak bahşedilmiştir. Buluş sahibinin hakkını koruyan devlet eliyle yapılan ilk kanuni düzenleme 15'inci yüzyılda Venedik'te kaleme alınmıştır. Günümüzden farklı olarak bu ilk patent belgeleri 10 yıl koruma sağlamaktaydılar.
Ülkemizde Osmanlılar zamanında 1879 tarihinde “ihtira beratı” ile devlet tarafından koruma altına alınan buluşlar, tam olarak İngiltere'de bahsedilen letters patenti karşılamaktaydı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra ise ihtira beratı yerini 1995 tarihinde çıkartılan 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun hükmünde kararnameye bırakmıştır.
Patent hakkındaki bu kısa tarihçeden sonra biraz da bir patentin olmazsa olmazı olan istemlerin tarihçesinden bahsetmek istiyorum. Daha önceleri patentin beyni olan istemler yoktu, hatta birçok Avrupa ülkesinde 1970'lerden önce patentlerde hiç istem olmuyordu. İlk defa 1836 yılında Amerika Patent Kanunu Hükmündeki Kararname ile istemler patentin ayrılmaz bir parçası olmaya başladı.
Patent hakkındaki bu kısa tarihçeden sonra biraz da bir patentin olmazsa olmazı olan istemlerin tarihçesinden bahsetmek istiyorum. Daha önceleri patentin beyni olan istemler yoktu, hatta birçok Avrupa ülkesinde 1970'lerden önce patentlerde hiç istem olmuyordu. İlk defa 1836 yılında Amerika Patent Kanunu Hükmündeki Kararname ile istemler patentin ayrılmaz bir parçası olmaya başladı.
Günümüze gelindikçe birçok modern patent yasasında patent metinleri buluşun her bir parçasını tanımlamada önemli bir rol üstlenmiş ve incelemenin ilk adım olarak en az bir istem içermektedir. Avrupa Patent Sözleşmesi'ne göre bir patent başvurusunda en az bir veya daha fazla sayıda istem yer almalıdır. Hatta bu istemlerde söz konusu buluşun koruma kapsamını net ve açık bir şekilde tanımlayan ve tarifname tarafından desteklenen bölümler olmalıdır.
Ülkemizde geçerli olan 551 sayılı KHK'ya göre ise istem yada istemler patent başvurusu için elzemdir. Hatta patent sebebiyle oluşan koruma kapsamı istem veya istemlerle sınırlandırılmaktadır. Yani istemlerde bulunmayan noktaların korunması mümkün değildir.
Günümüzde istemler açık uçlu kalıpla yazıla bildikleri gibi kapalı uçlu kalıpla da yazılabilirler. İstemin birinci parçasında tekniğin bilinen durumundaki özellikler anlatırken, bağlayıcı bölümden sonra gelen istemin ikinci parçasında ise yeni özellikleri anlatılmaktadır. Günümüzde iki tip istem kurgulanmaktadır. Birinci tip istemler fiziksel istemler olup genel olarak; ürün ve aparat istemi olarak ikiye ayrılabilirler. İkinci tip istemler ise, işlevsel (usül) istemi ve kullanım istemi diye kendi içerisinde ikiye ayrılabilmektedir.
Son olarak yine meraklıları için kısaca yapısal istem çeşitlerine de bakalım. Birincisi bağımsız istemdir ki; bağımsız istemde buluşun tüm ana özelliklerinin belirtilmesi gerekmektedir. İkincisi ise bağımlı istemdir.
Keyifli günler diliyorum…
Ömer KOCAKUŞAK
Bilen Patent & Univation
Ömer KOCAKUŞAK
Bilen Patent & Univation