MAKALELER

İLK DEFA KİMİN AKLINA GELDİ

Her insan yeni bir şeyler yapmayı düşünür, ya da birileri buluş yaptığında; “yemin ederim benim de aklıma gelmişti” der. Bu, çoğu zaman doğrudur. Ancak; söz konusu buluşları yapmak bir anlık akla gelişler ya da kafaya esmesi gibi tabirler ile açıklanamayacak kadar karmaşıktır.
 
Buluş yapmak ya da yenilik, süreç olarak emek istese de yani zor olsa da, ortaya çıkan sonuç, yani yeni olan, illa ki karmaşık ya da bir kıtanın ilk defa keşfi gibi fantastik olmak zorunda değildir. Hayatı kolaylaştıran pek çok yenilik ya da maliyetleri azaltan iyileştirmeler genelde çok basittirler. Bu basitliğe ulaşabilmek, firmada ya da kurumda sistematik bir inovasyon anlayışının olması ile mümkündür.
 
İnovasyon, farklı ve değerli olanı, ekonomik faydaya dönüşebilir şekilde sistematik olarak bulma çabasıdır. Bu çaba, sürekli olmalıdır, kaynakları kısıtlı kullanmalıdır, sürdürülebilir olmalıdır.
 
“İnovasyon yapmak çok pahalıdır” ön yargısı, firmaların genelde bu kavrama uzak kalmalarına sebebiyet veriyor. “Ya da iyileştirilmiş ürün üretmek inovasyondur” yanılgısı da ar-ge yapmak gerektiği için özellikle küçük işletmeleri inovasyondan soğutuyor. Yepyeni bir ürün üretmek inovasyonun bir sonucudur tamam ama tek başına da inovasyon değildir. Kalıplaşmış ve yanlış olan yargıları yıkmak, yeniliğin önündeki engelleri kaldırmak, fark yaratmak için her alana focuslanmayı bilmek, bu işin başlangıcıdır.
 
İnovasyon, sadece ceo’nun ya da “inovasyon takımı” nın işi değildir. Bir yerde çalışan herkesin, çalıştığı o yerle ilgili mutlaka olumlu-olumsuz fikirleri vardır. Bir işletmenin, onlarca mühendisine rağmen, işçilerini de devreye sokarak pek çok patent aldığına şahit olmuştum. İşletmeler kendilerindeki kadim bilgiyi (knowhow) korumakla birlikte, yeni bilgileri de uhdelerine almaya açık olmak zorundadırlar. Bu yeni bilgi, neden çalışanlardan da gelmesin?
 
Bir işletmenin nihai amacı kar elde etmek değil midir? Kar elde etmek için değerli ve farklı olanı üretmek ya da sunmak zorunda olduğumuz noktasında herkes hem fikirdir. Değerli ve farklı olanı yakalamak için çalışanların da içinde olduğu bir sistematik arayış, inovasyonun başlangıç noktasıdır. Nasıl arayacağını, nerede arayacağını ve neyi arayacağını biliyor olmak, zaten inovasyon yapılıyor demektir.
 
Tek başına inovatif ürünler, inovasyon değildir. Bir kereye mahsus yenilikçi düşünceler oluşturmak ya da hayata geçirmek de inovasyon olamaz. Şirketin hayatiyetini devam ettirecek, hatta müşterilerinin beklentilerinin yükseltmesini sağlayacak bir sistem inşa etmek inovasyondur. Yani, sürdürülebilir projeler üretmek, “platform özelliği” denen, biri, bir diğerini tetikleyen, kendisinden sonra gelen ürün ya da hizmetlere sebep olan projeler oluşturmak inovasyondur.
 
Nerelerde inovasyon yapacağımıza karar vermeden önce, kimlerle inovatif ürün ya da süreçler tasarlayacağımıza karar verirsek, pek çok şirketin düştüğü yanılgıya düşmemiş oluruz. Hangi parlak fikrin kimin aklına geleceği belli olmaz. Herkese eşit şans vermeli sonra da meyveleri hep birlikte toplamalıyız.
 
Başarılı işler dileklerimle…
 
Ömer KOCAKUŞAK
Bilen Patent A.Ş. & Univation
PAYLAŞ: