MAKALELER

HAYAL KURMAK İÇİN DEĞİL PARA KAZANMAK İÇİN İNOVASYON

Birçok dünya markasının rakiplerine karşı kazandıkları ürünleri ya da markaları ile ilgili davaları, bu markaların yaptıkları milyar dolar ciroları, insanları kuyruklara sokarak sattıkları ürünleri ile ilgili haberleri medyadan takip ediyoruz. Bu türden haberler yani iş dünyasının magazini diyebileceğimiz haberler bize şunu söylüyor; dünya artık inovasyon ekonomisini yaşıyor.
 
Bize hayal gibi görünen, bizim ülkemizden ya da firmalarımızdan bu tip ürün ya da hizmetler çıkmaz dediğimiz yenilikçi yönü güçlü bir anlayış, aslında alınacak bir tek karar kadar basit. Bu karar, içinde bulunduğumuz kurumun yönetim anlayışına inovasyon ruhunu da eklemektir.
 
İnovasyon, doğrudan ( dikey ) ya da dolaylı ( yatay ) yollar ile ve 4 ana alanda yapılabilmektedir.  Bu alanlar, ürün, süreç, pazarlama ve yönetim-organizasyon alanlarıdır. Aslında kurumun tüm alanlarıdır demek doğru olacaktır. Doğrudan inovasyon, belli bir bütçe ayırarak, ar-ge birimi ya da inovasyon takımı kurmak sureti ile bir departman ya da ayrı bir şirket kurmak sureti ile yapılmaktadır. Ben bu yazıda doğrudan inovasyondan bahsetmeyeceğim.
 
Dolaylı inovasyon, esinlenme, alıntı yapma, adaptasyon, literatür tarama gibi çeşitli yöntemler kullanılarak yapılmaktadır. Herkes bu noktadan bakılınca aslında inovasyon yapabilir. Bu, yani dolaylı yöntemle yeniliğe ulaşmak için son günlerin moda tabiri ile imovasyon tabiri de kullanılmaktadır. İmovasyon yani, imitasyon ve inovasyon. Aslında, başka çözüm yöntemlerine, ya da ar-ge’si tamamlanmış ürünlere bakarak esinlenme yapmak sureti ile özgün katkı koymak ve daha yeniye ulaşmak olarak da tanımlanabilir imovasyon.
 
Dolaylı yoldan inovasyon yapabilmek için, belirlediğimiz kavram ya da konseptin daha önceden benzeri çözümlerine nasıl ulaşıldığına bakmalıyız. Bu bahsettiğim, aslında çok ucuz ve yüzde yüze yakın sonuca ulaştırabilecek patent veri tabanlarının kullanılması yöntemi. Bu yöntemi kullanabilen genç bir girişimci adayı, ya da çok para harcamak istemeyen bir kurum, aklındaki çözüme başkaları nasıl gitmişlerdir, onu görecektir. Aklımızdaki fikir, ya da çözmeyi umduğumuz sorun ya da benzeri, muhtemeldir ki dünyada daha önce birilerinin aklına gelmiş ve çözüme kavuşmuştur. Bize düşen, çözümünü, bakacağımız patentler sayesinde göreceğimiz yöntemleri daha fazla geliştirmek olacaktır.
 
Geliştirmeyi hedeflediğimiz alan, ya da girişimini yapmak istediğimiz iş fikri, teknik bir alanda olmayabilir. Bir hizmeti geliştirmek ya da olmayan bir hizmet yöntemini piyasaya sürmek niyetinde olabiliriz. Burada dikkat edeceğimiz nokta, yeni pazarlar oluşturmak, yeni organizasyon yöntemleri geliştirmek, iş yapış yöntemlerini değiştirmek ya da farklılaştırmak olacaktır.
 
Her alanda ya da bir tek alanda farklılaşmak, geniş bir inovasyon anlayışı ile olabilmektedir. Mesela büyük markaların sosyal sorumluluk adı ile güvenilir marka imajını ve insancıl firma duruşunu müşterilerine inandırmaya çalışmaları bunun güzel bir örneğidir. Hiç alakası olmayan bir sektöre sosyal sorumluluk adına yatırım yaparak müşteriyi daha çok kendisine bağlamak, temelde iyi bir pazarlama inovasyonudur.
 
Küçük bir firma ya da işe yeni başlamış genç bir girişimci, aslında aynı sektördeki büyüklerden bazı alanlarda süratli hareket edeceği için daha avantajlıdır. Büyük bir gıda üreticisinin kolay kolay üretemeyeceği, naturel ve kişiye özel gıdalar, işin içine el emeğini göz nurunu daha çok sokan zanaatkar iş modelleri, butik hizmet anlayışı sunabilen, büyüklerin tenezzül etmeyeceği hizmet yöntemleri ilk bakışta akla gelen, mikro ya da küçük kobiler için inovatif ve farklılaştıran anlayışlardır. Büyük firmaların çok da kolayca değiştiremeyecekleri müşteri segmentini denemek, yerele hitap etmek küçük firmalar için çok daha kolaydır. İnovatif olarak piyasaya yeni giren genç bir girişimci ya da piyasada tutunmaya çalışan bir kobi, rakibi olan büyük firmaların oturmuş ve hantal karar alma ve operasyon işletme mekanizmalarını kolayca aşabilecektir. Rakiplerine göre hızlı hareket edecek ve müşterinin ürüne daha hızlı ve farklı yöntemlerle erişmesini sağlayacaktır.
 
Kişi ya da firmalar, öncelikle kendi yeteneklerini ve kimsede olmadıklarını düşündükleri özel bilgilerini keşfetmeli ve bu bilgi ve yetenekleri sınai mülkiyet hakları ile koruma altına almalıdırlar. Bunun ardından, odaklandıkları alandaki inovasyon yapabilme metodolojilerini öğrenmelidirler. İyileştirdikleri alanda devletin bir desteği olup olmadığını araştırmalı ve hibe desteklerden faydalanmalıdırlar. Yaptıkları ya da geliştirdikleri projenin kendisinden sonraki projeleri tetikleyip tetiklemediğini analiz etmeli ve kısır projeler için çok fazla zaman ve para harcamamalıdırlar.
 
Önemli olan, hayaller peşinden koşmak değil, satmayı planladığımız ürün ya da hizmetleri doğru pazara doğru yöntemler ile ulaştırmaktır. Bu da çok zor değildir, çünkü vurguladığım gibi keşfedilmemiş zannettiğimiz yöntemler zaten keşfedilmiş ve uygulanmaktadır. Bize düşen, bu yöntemleri dinamo etkisi ile kullanıp farklılaştırmaktır.
 
İyi haftalar ve işler dilerim…
 
 
 
Ömer KOCAKUŞAK
Bilen Patent A.Ş. & Univation
PAYLAŞ: