MAKALELER

BASİT OLANI YAKALAMAK İÇİN ZOR DÜŞÜNMEKTEN VAZGEÇELİM

Her çağ kendi terminolojisini yaratır. İnovasyon çağımızın iş, ekonomi, kültür hayatının dilinden düşmüyor.
 
Ben elimden geldiğince inovasyonun bir lüks olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Çünkü şirketlerin gelecekteki keskin virajları dönebilmeleri ve belirsiz geleceklerinin kurtuluşunu inovasyonda görüyorum.
 
İnovasyonun hayatın içinde olmasını, küçük yaştan itibaren insanların inovasyonla tanışmasını çok önemsiyorum. Bu sayede hayat boyu inovasyon kültürüne sahip olmanın temellerinin atılacağına inanıyorum.
 
İnovasyonla ilgilenirken büyük buluşların genelde doğal gözlemlerin ya da var olan teknik sistemlerin analizi ile yapıldığını farkettim.mesela dünyanın en dayanıklı maddelerinden fiberglas bir çok hayvanda doğal olarak mevcut. Bu sağlam ve dayanıklı izolasyon malzemesine yaratıldığı ilk günden  itibaren sahip olan timsahın derisine bıçak, çoğu zaman kurşun bile işlemiyor. Bu doku fiberglasla aynı yapıda.
 
Doğal gözlemlerle birlikte farklı sektörlerden adaptasyon yoluyla ya da tersine mühendislik gibi yöntemlerle de inovasyon alemine kapı aralanabilir.
 
İnovasyon bireysel ve toplumsal ihtiyaçların daha yüksek bir standartta karşılanmasını sağlar. Satılan neredeyse her endüstriyel ürün sabundan otomobile kadar inovasyonu bünyesinde barındırıyor. İnsanların daha neye ihtiyaç duyduklarını tespit etmek ve doğru şekilde uygulamalar geliştirmek yeni iş alanlarına da imkan sağlayacaktır. Yeni alanlara merak salan girişimci ruhuna sahip bireyler için de inovasyon besleyici bir faktördür. Her yeni girişim, temelinde farklı ve yeni bir söylem barındırır. Dahası bütün girişimler rekabet güçlerini sürdürebilmek için sürekli kabuk değiştirmeye ihtiyaç duyarlar. Bu cesareti gerektirir, farklılığı getirir.
 
Sanılanın aksine büyük işletmelerden çok, kobiler inovasyonda daha önemli bir rol üstlenmişlerdir. Kobi büyümek ister, denemekten korkmaz, bürokratik engellere takılmaz, inovasyona inanmış ekiple gelişimi yaşar. Kobide mavi yaka ya da beyaz yaka ayrımı gibi hiyerarşik erişim problemi olmadığı için direk sonuç üreten fikirler tasarlanabilmeltedir.
 
Son yılların rekabet gücü en yüksek ülkesi Finlandiya örneğine bakalım. Fin hükümeti 20 yıl önce inovasyon yatırımlarını planladı, yatırımlar durgunluk döneminde  de azalmadı. Krizler bu sayade atlatıldı. Ormancılığa, tarıma dayanan ekonomi yerini önce sanayiye sonrasında inovasyon ekonomisine bıraktı.
 
Makro ya da mikro organizasyonların idamesinde büyük öneme sahip bu anlayışı benimsemek için daha fazla çaba sarf etmek gerektiğini vurgulamak istiyorum.
 
Keyifli günler dilerim...
 
Ömer KOCAKUŞAK
Bilen Patent A.Ş. & Univation
 
PAYLAŞ: